Ali artık konuşmayı öğrenmişti. Duyduğu her sözü tekrarlıyor, yeni öğrendiği sözcükleri de kullanmak istiyordu. En çok gel gel, bak bak, koş koş sözcüklerini duymuştu.
Bir sabah Ali öğrendiği sözcükleri kullanarak evdekilerle konuşmak istedi.
Annesine:
—Anneee anneee geel geel, dedi.
Annesi telaşla Ali’ye bir öpücük kondurup hızla kapıdan çıkarken:
— İşe geç kaldım Aliciğim, bana gel gel değil, git git demen gerek, dedi.
Ali banyoda tıraş olan babasının yanına gitti.
—Babba baba bak bak, dedi.
(Babası Ali’ye ne cevap vermiş olabilir.)
— Aliciğim şimdi sana bakamam ki hemen çıkmam gerek, dedi babası.
Ali düş kırıklığı ile banyodan çıktı. Koridorda Karabaş köpek miskin miskin uzanmış yatıyordu. Ali köpeğin önünde diz çöküp seslendi:
— Koooş kooş!
Karabaş üşengeç üşengeç bir gözünü açıp baktı. Rahatsız edilmekten hiç hoşlanmamıştı. Kafasını bile kaldırmadan Ali’yi yanıtladı:
—Hav hav.
Ali orda da umduğunu bulamamıştı. Tam o sırada kafesinde sabah şarkısına başlamış olan kuşu gördü. Kuş Ali’ye:
—Cik cik cik, diye seslendi.
Ali de hiç düşünmeden kuşu yanıtladı:
—Cik cik.
Bir süreden beri Ali’yi izleyen dede,
(Bundan sonra dedesiyle Ali arasında nasıl bir konuşma geçmiş olabilir.)
gülerek ona yaklaştı Ali’yi kucağına alıp öptü, okşadı:
— Ah canım demek konuşacak kimseyi bulamadın ha! Hadi gel konuşalım, benim de canım sıkılıyor, dedi.
Dede Ali’yi dizine oturtup onunla güzel bir sohbete başladı.
Gülsüm CENGİZ
Konuşmak İsteyen Çocuk