8. Sınıf Türkçe kitabı “Kaşağı Metni” 8. etkinlik örnek hikayeye aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Pişmanlık
Ahmet Bey bir süredir hasta yatağında yatıyor, sevdikleri, arkadaşları, etrafında bekliyordu. Son birkaç gündür bilinci de yerinde değildi. Kuran okumayı bilenler yanında kuran okuyor, bilmeyenler de bildiği duaları içinden mırıldanıyordu. Herkes ölümün artık yakın olduğunu bildiği halde, kimse ölümden bahsetmiyordu. Ahmet Bey, sanki kendini götürmeye gelen azraile direnmek için soluk borusuna dört elle tutunmaya çalışıyor gibi hırıltılar çıkarıyordu. Bedenini terk etmemek için çabalıyordu.
Bir sabah bu bekleyiş sürerken Ahmet Bey aniden gözlerini açtı. Dudaklarından kızının ismi duyuldu. “Hatice, Hatice nerede?” dedi. Etrafındakiler panik içerisinde birbirlerine baktılar, ne diyeceklerini bilemediler. Hatice yok demeye dilleri varmıyordu. Hatice yıllardır baba ocağına uğramamıştı. Gerçi haksız da değildi. Babası Hatice’nin yabancı bir adamla evlenme isteğini reddetmiş, ” Eğer o adamla evlenirsen bir daha bu eve adımını atamazsın!” demişti. Hatice o günden beri bir daha asla eve dönmedi. Evlendiğinde babası belki kendisini affeder diye nikahına çağırmıştı ama Ahmet Bey ” Benim Hatice adında bir kızım yok!” diyerek cevap vermişti. Şimdi ise Ahmet Bey ölüm döşeğinde kızının adını sayıklıyordu.
Ahmet Bey’in kardeşi Asuman Hanım, Hatice ile bağlarını koparmamıştı. Hemen Hatice’ye telefon ettti. Babasının ölüm döşeğinde olduğunu söyledi ve sürekli adını sayıkladığını ifade etti. Hatice başlarda kırgınlığından bahsetse de aniden gözlerinden seller gibi yaşlar akmaya başladı. Çocuklarını da alıp hemen yola koyuldu. İki saatlik bir araba yolculuğundan sonra baba ocağına döndü. Hızlıca babasının odasına girdi. Hatice içeri girince hastanın başındakiler geri doğru çekilerek Hatice’ye yer verdiler.
Ahmet Bey Hatice’nin sesini duyar duymaz biraz daha canlandı. Gözlerini açtı ve Hatice’yi yanına çağırdı. Hatice yaklaştı ve babasının ellerini öptü. Hatice ” Affet beni baba.” dedi. Ahmet Bey “Hayır kızım, asıl sen beni affet. Ne kadar büyük hata yaptığımı bu ölüm döşeğinde anlıyorum. Senden özür dilerim.” dedi. Torunlarını görmek istedi. İki torununu sadece fotoğraflardan görmüştü. Her gün onların fotoğrafına bakar, görmeyi ister ama gururuna mağlup olurdu. Artık torunlarını ve kızını dünya gözü ile gördüğü için çok mutluydu. Damadı Tom’u da yanına çağırdı. Ondan da af diledi. Kızına ve torunlarına iyi baktığı için teşekkür etti.
Ahmet Bey’in yüzünde ince bir gülümseme belirdi. Sonra rahatlamış bir şekilde yatağına gömüldü. Nefesi düzeldi, sonra son nefesini verdi. Günlerdir ölümle boğuşan adam sanki kendisi gitmek istermiş gibi rahat bir şekilde hayata gözlerini kapadı. Durumu görenler mutluluk ile acı arasında bir duygu ile ağladılar. Ahmet Bey’in huzurlu ölümü herkesi çok duygulandırdı. O gün bu manzarayı gören küsler barıştı, anne babalar, çocuklarına daha bir sıkı sarıldı.
Zamazingo Okul