3. sınıf Türkçe ders kitabı “Küçük Nezahat” dinleme metnine videomuzdan ulaşabilirsiniz.
Küçük Nezahat
Çanakkale Savaşı esnasında annesini kaybetmiş, küçük yaşta babasıyla baş başa kalmıştı. Babası Albay Hafız Halit Bey cepheden cepheye koşmak zorundaydı. Kızını bırakacağı bir yakını yoktu. Tek çare yanına almaktı. O da öyle yaptı.
İstanbul’un işgalinden sonra yetmişinci alayla Anadolu’ya geçmiş ve burada milli kuvvetlere katılmıştı. Verilen her görevi canla başla yapıyordu. Dokuz yaşındaki kızı Nezahat babasının en büyük yardımcısıydı. Babasının birliği Gediz yakınlarında Yunan ordusunu gözetliyordu. Küçük Nezahat ata binmeyi buradaki askerlerden öğrenmişti. Nezahat babasının günlük işlerini de koşuyor, onun söküğünü dikiyor, postalını parlatıyor, yemeğini getiriyordu. Yedi yüz kişilik birliğin maskotu olmuştu. Herkes onu çok seviyordu.
Gediz önlerinde Yunanlılarla savaş başlamıştı. Ordumuz tam manasıyla kurulmadan yunan ordusu saldırmış ve onun zayıf anından yararlanarak belini kırmaya çalışıyordu. Mehmetçikler çetin cevizdi. Öyle kolay kolay pes etmezlerdi, etmemişlerdi de. Askerlerimiz zor şartlar altında sonuna kadar direniyordu. Yunan ordusu bizim birliklerden kat be kat fazlaydı. Yer yer askerlerimiz arasında yılgınlık ve geri çekilme hissi doğuyordu. İşte tam bu anda devreye küçük Nezahat giriyor ve askerlere bağırıyordu. “Ben babamın yanına ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?” bu sesi duyan askerler utanıyor, tekrar gerisingeriye siperine gidiyordu. Nezahat asker kıyafeti içinde durmadan sağa sola koşuyor, askerlere moral veriyordu. Hatta onlara su bile taşıyordu. Yaralananlara ise sargı çantasıyla yardıma koşuyordu.
Savaş olanca zorluyla sürerken, Halit Albay birliğine geri çekilme emrini verdi. Birliğinin daha fazla kayıp vermesine göz yumamazdı. Geride tekrar toparlanıp savaşa öyle devam edilecekti. Yunanlılar bir hayli kayıp vermişti. En önemlisi de Albay Halit Bey’in birliği yunan ordusunun Anadolu içlerine ilerlemesini geciktirmişti. Bundan dolayı takdir topladı. Kızı Nezahat de onbaşı rütbesi ile onurlandırıldı.
Savaş sonrası cepheyi denetlemek için Mustafa Kemal Paşa gelmişti. Halit Albayla görüşürken yanındaki küçük Nezahat‘i görünce şaşırdı. Üzerinde haki asker elbisesi, kulağında küpe ile küçük bir kız onu selamlıyordu. Kemal Paşa’da bu küçük askeri selamladı ve yanına çağırarak onun başını okşadı.
-İsmin nedir senin asker?
-Nezahat komutanım.
-Ne arıyorsun, sen burada?
-Ben askerlerin kalesiyim. Dönmek isterlerse karşılarında beni bulurlar!
Bu sözler Mustafa Kemal Paşa’yı çok sevindirmiş, Nezahat’i yanına oturtarak onu sevmişti. “Aferin sana işte Türk kızı böyle olur. Bizlerin amacı da vatanımızı kurtararak daha iyi ve yaşanır bir hale getirerek, sizleri mutlu olmasını sağlamaktır. Haydi göreyim sizi!” diyerek yanından ayrılmıştı. Mustafa Kemal Paşa cepheye her gelişinde Nezahat‘i yanına çağırıp ona küçük hediyeler veriyor, sohbet ederek onu onurlandırıyordu. Nezahat de o büyük komutanı gördükçe daha bir şevkle çalışıyordu.
Ercan DOLAPÇI
4. sınıf Türkçe ders kitabı “Küçük Nezahat Dinleme ve İzleme Metni” ekinlikleri cevaplarına aşağıdaki videomuzdan ulaşabilirsiniz.